30 Eylül 2010 Perşembe

derinlerde bir yerlerin yakarışı..



hızlı trenler..hızlı yemekler..hızlı eğitimler..hızlı arabalar...hızlı...hızlı..hızlı...

....hızla geçen bir hayat..geçtiğiniz yerleri bilemeden,yuttuğunuz şeylerin tadını alamadan ve baktığınız şeyleri göremeden geçirilmiş hızlı bir hayat...

..başlarken amaç bu muydu???hızla sonunu bulmak mı??hep merak ettiğimiz geleceğe bir an önce kavuşmak?amaç bu muydu?oysa yaşayacağımız bir gün sonrasını bile bilmek düşünün nasıl bir kaos yaratırdı..sona duyulan bu merak niye?

hazmederek,sindire sindire,ağır ağır tatlı bir keşif lezzetinde,doyarak, duyarak geçseydik daha iyi değilmiydi?bu acele niye?

varmak istediğimiz hedef uğruna nice güzellikleri harcadık hiç öğrenemeden,hissedemeden..hala koşuyoruz..nereye?...niye?

cebimizde birkaç kelime kalmış yalnız,birkaç kırgın söz,bıçaklarcasına selamlaşmalar,aman birşey mi ister korkusuyla kaçamak bakışmalar..ne zaman bu derece boşaltıldı insanlığın içi??ne zamandan beri kimsenin yüreği yanmaz kimseye..niye?

her yerde korku dağları..sevgiyle,saygıyla mümkün değilmiydi başarmak?korkuyla sağlamaya çalışmak niye?

gün doğumunu izlemenin tadı değişildi tatlı uykulara çoktandır..ve yaradanın bezeyip yarattığı güllerin kokusuna tercih edildi pahalı parfüm şişelerindekiler... tadı yok..tüketimden ibaret hep sohbetler..niye?

değer yargıları değişti , erdemler değişti , bahardan,bahçeden,kuş sesinden alınan haz değişti...çocuk cıvıltısından rahatsız olur oldu insanlar...niye?

sevgi yürekten taşarken bile sevgi sözcükleri sıkışıp kalmış dişlerin arasında niye?

görülecek onca yol,varılacak onca menzil,söylenecek onca söz ve yanılacak onca aşk varken hızın tutsağı olup zincirlere vurulmak niye?

...niye??........

bedenden ibaret değil insan..yesin,içsin,uyusun,büyüsün....ruh var candan içte yaradandan gelen ruh var...sorarım ruhsuz  gezen nice bedenlere; ruhuna yabancılaşmak niye?

bir bebeğin kalbinde başlayan yangın dağılsın tüm küllenmiş yüreklere...uyansın derin uykulara dalmış gözler...kavuşsun geçmiş ve gelecek... yine bir tatlı sedayla yıkansın kulaklar...herkes duysun kendi sesini...gönlün aynasını silsin bir sihirli el..herkes görsün yüzünü...dirilsin...yeniden doğsun...




umutla...

28 Eylül 2010 Salı

Bir çift İzmirli göz ile Tripoli seferi...(expedition to Tripoli )




Aylardır yazmak istediğim ama yoğunluktan dolayı ertelemek zorunda kaldığım seyahat izlenimlerim…




Libya…



Tripoli..sevgimin cenneti…gerçek bir aile olmayı becerebildiğimiz tek yer……..



Ben yazılanların ve söylenenlerin etkisinde ama her anı keyifli bir keşif lezzetinde gezdim Tripoli sokaklarını….



Geçtiğimiz Temmuz ayında kızımla birlikte babamızın yanına gittik..hem ziyaret hem de orada yaşamakla ilgili bir öngörü edinmek üzere.. Bana göre harika bir şehir..gidecek olanların beklentisine göre değişmekle birlikte görülmesi gereken bir yer olduğu kanaatindeyim..tekrar gitmek için de can attığımı söyleyebilirim..bence yaşanılası bir yer..bundan önce yaşamış olduğum Irak a kıyasla oldukça gelişmiş bir yer..Tripoli de sevgili memleketim İzmir den notalar duydum.. sahil şeridinde gezerken İzmir in Konak ındayım sandım.. şehirler arasındaki benzerlik şaşılacak boyuttaydı..daha çok sevdim..

Bana orayı sevdiren aşkıma kavuşmuş olmak mıydı acaba? Az sonra paylaşacağım fotolardan sonra siz karar verin bu sorunun cevabına olur mu?



Orada kaldığım 20 gün boyunca hiçbir mahrumiyet yaşamadım..istediğim yere istediğim zaman gittim..istediğim şeyi giydim..istediğim şeyi buldum..hastalık durumunda gayet iyi sağlık merkezleri mevcuttu..pek çok şeyi buraya göre çok daha ucuza satın aldım…tripoli hakikaten korkulacak endişe uyandıracak bir şehir değil..burası yaşanacak yer değil diyenlerin aksine bence yaşanılabilmesi çok basit ve hoş bir yer..İzmir den sonra bile…



Trafiği konusunda yazılan çizilen şeylerin abartılı olduğu şüphesini taşıyarak gitmiş olsam da hiç de öyle olmadığını hava alanından eve dönüşte anladımhakikaten çok farklı stiller mevcut..anlatılamayacak ancak yaşanacak cinstendikkatli olmakta fayda olduğunu söylemekle yetiniyorum..



Orada yaşayanların hayat tarzları da evlerine hiç girmemiş olmakla birlikte anlayabildiğim kadarıyla rahat..yani stressiz..gerginlikten uzak..sırtını rabbine dayamanın verdiği güvenle huzurlular… sesini yükselten kimseye hiç rastlamadım orada bulunduğum süre zarfında..ayrıca çok da güvenliydi..çocuklar kaçırılmıyor örneğin..kapkaç gibi bir durum söz konusu değil..şimdi ülkemizde varlığı oldukça fazla hissedilen emniyetsizlikten sonra bana çok iyi geldi..rahat bir nefes aldım evimden kilometrelerce uzak deniz aşırı bu şirin huzur ülkesinde..çok güzel günlerdi…

İnsan nasıl görmek isterse öyle görüyor..neyi ararsa onu buluyor..ben tripoli de huzur aradım,huzur buldum..inşallah sizler de bulmak istediklerinizi bulursunuz..

Fırsat buldukça yeniden yorumlamaya çalışacağım inşallah..



Şimdi biraz da görsel paylaşımlara geçelim..












bir de bunlar var:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Pages